16 Kasım 2015 Pazartesi

Bayramda kapı kapı şeker toplayan çocuklar gibiyim;
Hangi kapıya gitsem sanki hep sen?
Ve her kapıdan hasretini topluyorum...
Çantam doldu,ceplerim doldu
Gönlüm doldu hasretinle...
Ama hala göz kırparak "hadi,haadi" diyerek
Taşan ceplerime hasret tıkıştırılıyor...
Gönül dolusu hasretler içerisindeyim
Aklımda,fikrimde hep sen ve cümlelerim hep  keşkeli...
Biter mi bu hazan mevsimi?
Kapıya dayanır da,kırarcasına çalar mı?
Yokluğuyla beni böyle hüzünlere garkeden Vuslat...

13 Kasım 2015 Cuma

Günaydın sözünü senden duymadan gün aydın olmuyor...

12 Kasım 2015 Perşembe

Keşke bitse bu günler...
Huzur gelse mesela?
Farkındayım herşeyi biz getirip,goturuz de...
Ne bileyim işte,ne dedigimi biliyorum ne de yaptigimi...
Bir şey var kı onu çok iyi biliyorum;
Özledim...Hemde çok özledim...

10 Kasım 2015 Salı

"Hoşter ân bâşed ki sırr-ı dilberân
Gofte âyed der hadis-i digerân"

Mesneviden bir beyit...

"Sevgiliye ait sırların,başkalarına ait sözler içinde söylenmesi daha güzeldir"


Fakirin içine doğan mana şu ki;

"Tüm kurduğum cümlelerde senden bahsederim
Güzeli,iyiyi anlatırken seni tasvir ederim
Ama dinleyenler zannederler ki gülden,bülbülden dem vurmadayım.."

8 Kasım 2015 Pazar

Birşeye bağlılık,bağlımlılık,aidiyet,teslimiyet,hayat ışığı,enerjiniz yahut ne ise insanın lugatından buna benzer kelimeler...
Böyle bir hal varken
Hani diyelim artık o bağlı olunanla teşrik-i mesaim azaldı.
Malum insanız ve yaratılışın geregi hatta kanunu gereği herrşeye,şarta ünsiyet,alışkanlık sağlama durumumuz var...
Bu teşrik-i mesainin yokluğuna alıştımsa artık aynı bağlılıktan bahsedebilirmiyim bilmiyorum ?

Birşeyin yokluğuna alışmak,farkında olmadan o şeyden eksilmek değil midir?
Ya da nedir bunun ismi...
Acelem yok hiçbirşey için
Yine olacak olan,olmayacak mı?
Zamanı geldikçe yaşanılması gerekenler yaşanmayacak mı istenilen yahut istenilmeyen şekilde?
İşte bahis olunan
"Ne doğan güne hükmüm geçer"
Hali bu hal...

6 Kasım 2015 Cuma

Elbette , elbette" diyordu Pir Efendimiz Mevlana bir mektubunda.

"Özlemek karşılıklıdır, Sevgi de iki
taraftan olur, dostluk da...
Özlemin dilemenin artışı iki taraftandır.
... İster Hak'la olsun, ister halkla...
Asla tek taraflı olamaz. Olmamıştır..
Şimdi mektubu bitirirken, anlatmak
istediklerimin hiç birini tam olarak
aydınlatmayan; ama aynı zamanda hiç
birini karanlıkta bırakmayan ay ışığına
benzer bir duygunun satırlarımın
hepsinin üzerine düştüğünü
hissediyorum.
-"Şüphesiz 'O' dilediğinden uzaklığı
kaldırır" diyor. Dilediğini dilediğiyle bir
araya getirir. Ayrılık yolunu gösterenin,
kavuşma yolunu da kolaylaştırmasını
diliyorum...

3 Kasım 2015 Salı

Aşkı şerh etmek

 
 
 
Aşkı şerh etmek ve anlatmak için ne söylersem söyliyeyim…
Asıl aşka gelince o sözlerden mahcup olurum...
Dilin tefsiri gerçi pek aydınlatıcıdır,
fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır...
Çünkü kalem, yazmada koşup durmaktadır
Ama aşk bahsine gelince aciz kalır.
(Hz Mevlana)
 
 
(Eser ve Resim alıntıdır)

Eski şiirlerden

Gezdim ne kadar meyhane varsa
şarabın lezzetinde seni aradım
yitirdim arzularımı sarhoşluğumda
bütün gün nerede bir sarışın görsem
hemen ellerimi açıyorum
sen misin diyorum
sensen gel...
derken yoldan sevgililer geçiyor elleri ellerinde mesut...
seni düşünüyorum kim bilir neredesin
Hangi rüzgar okşuyor bilmem ki saçlarını
O sarı saçlarını
Hangi gözler görüyor o pespembe yanakları
o yemyeşil gözleri
az sonra minarelerde ezan sesleri
büsbütün kutsallığında gecenin
ve yine seni sayıklıyorum
düşünüyorum ki sen yoksun
arıyorum bütün gözlerde seni
bulamıyorum!
bütün gecem seni aramakla geçiyor
her yerde senin hayalini görüyorum
yaklaştıkça kaçıyorsun
bir an ellerini tutuyorum sıcak,sıcacık...
fakat kayboluyorsun birden.
odamda dolaşıyorum hiç durmadan
sanki bir aşkın çevresinde dönmekteyim
kapıdan sesler geliyor
Seni düşünüyorum!
ama yokluğun da düşüncelerim
uykumda gelmiyor ki uyuyayım...
uyumak istemiyorum daha doğrusu
cebimden resmini çıkarıyorum en son.
öpüyor,öpüyor,öpüyorum
yaşlarla ıslatıyorum dudaklarını
hiç kurutmadan seni arıyorum
gün ağrıncaya,sabah oluncaya kadar
ve yine gözlerinde gözlerim
gözlerinde görüyorum hasreti
o yeşil,yemyeşil gözlerinde...
Seni seviyorum..


(Bahse konu radyo programından alıntıdır)
Hayat artık Nihavend kadar neşe dolu değil...
Bir Hüzzam nağmesi kadar buğulu ve rutubetli...

Dede efendinin bir şarkısı sanıyorum bu hali en güzel izah eden güfte...


Ey gül-i bağ-ı edâ
Sana oldum müptelâ...
Gel bana eyle vefâ
Sana oldum müptelâ...
Sevdiğim sardığım
Sana oldum müptelâ...

Aman ey nevres fidan
Yandı canım el-aman...
Bu sözüme gel inan
Sana oldum müptelâ...



 
(Eser ve Resim alıntıdır)
 

2 Kasım 2015 Pazartesi

Seni ezberliyorum bu akşam
Saçların,kaşların ve dudaklarından öte
Yalnız sen dilime tespih olmuşsun
Sabahlara dek ne hayaller kuruyorum bir bilsen
Bilsen yanlızlığımda seni haykırdığımı
Bırak!
Bırak kendimce ağlıyım kendimce güleyim
Bu karanlık sokaklarda
Bir gece düşünüyorum durmadan

Sen ve ben
Yapa yalnıız bir tango sesi
Ellerin ellerimde dönüyoruz!
Bir saçların dökülüyor omuzlarına
Ve dudaklarında aynı gülüş
Seni seviyorum sevmek dedikleri buysa!
Ayırmayın bizi...
uzun yıllar ötesi yine dudakların dudaklarımda olsa
Ne olur sanki?
Umut dünyası bu bitanem bekle bekle beni
Arzularınla başbaşa
Ve dünyanın en mutlu insanının kalbinde aşk
Ağzında seni sevmek hecesi
Geliyorum,geliyorum unutma bir sonbahar gecesi...
Tek dileğim ne biliyormusun?
Bütün bu kaygılardan ırak
Bütün,bütün bu kaygılardan uzak
Yalnız ve yalnız seninle olmak...
Bir gün yanlızlık şarkısı dudaklarda karanfilleşir
Ve o gece seni ezberlerim
Saçların,kaşların ve dudaklarından öte...



(1990lı yıllarda dinlediğim radyodaki şiir programından alıntıdır.)
Hayat artık Nihavend kadar neşe dolu değil...
Bir Hüzzam nağmesi kadar buğulu ve rutubetli...

Dede efendinin bir şarkısı sanıyorum bu hali en güzel izah eden güfte...


Ey gül-i bağ-ı edâ
Sana oldum müptelâ...
Gel bana eyle vefâ
Sana oldum müptelâ...
Sevdiğim sardığım
Sana oldum müptelâ...

Aman ey nevres fidan
Yandı canım el-aman...
Bu sözüme gel inan
Sana oldum müptelâ...




1 Kasım 2015 Pazar

Şimdi;güzel yüzünü seyrederek,en azından bu kadarıyla hasretini giderme vakti...
Aramızdaki mesafeler;uçakla uçarken aşağıda kesif bir şekilde,sanki üstüne atlasan seni üzerlerinde tutacakmışcasına gökyüzünde asılı duran bulutlar gibi...
Görünürde "varlar" sadece
Oysa hepsi yok kadar etkisiz...

İşte mesafelerde böyle...
Var gibiler ama sanki yanıbaşındasın...