Adamın biri diye başlar ya hani hikayeler,fıkralar;
Bir Yüreği sarmış,sarmalamış,içinin en kıymetli yerine yerleştirmişti o adamın biri...
İsmi milyonlarca mecnun arasına kaydedilecek kadar onunla yaşıyor,onu soluyor,onunla uyuyor,onunla uyanıyor,onsuz bir an'ı yok yoktu vesselam.
Şehirde avare dolanıyorken yorgun düştü adam bir banka oturdu da çevreyi gözlemeye başladı,çiçekleri,güneşi,kuşları,yeni gelen baharın izlerini ve niceleri...
Hepsindeki güzellikleri bir şekilde Leylasına benzetiyordu.
Bir görmüş,geçirmiş tabir edilen adam gözlerindeki,dalgınlığı,sevdayı gördü adamın,"Ne iş yaparsın?" dedi.
Mecnun "Hamalım" ben dedi...
Yaşlı adam,Mecnunun üstünden başından hamal olabileceğini kavradı fakat başka hiçbir emareye rastlayamadı.
Konuşmaya,konuşturmaya devam etmek istercesine "Nasıl yani" dedi...
Adam gözlerini sanki çoook uzaktaki bir liman şehrinde,Leylasının şehrine bakmaya çalışıyormuş gibi kısmıştı ve başını hiç çevirmeden,mahzuni bir tebessümle;
"Elimden tutmasını bilenin, yüreğini taşırım" dedi Mecnun...
Yaşlı adam aldığı cevaptan memnundu,sustu...
Suskunluk Mecnuna da sirayet etmişti,o da bir müddet sustu...
Sonra sanki "Bunların böyle olacağını bilmiyor muydun" dercesine kaşlarını çattı ve "Ne Feryad Edersin Divane Gönlüm!" diye dilinden yüreğine seslendi...
Ve usulca oturduğu banktan doğruldu ve avare avare yoluna koyuldu...
Bir Yüreği sarmış,sarmalamış,içinin en kıymetli yerine yerleştirmişti o adamın biri...
İsmi milyonlarca mecnun arasına kaydedilecek kadar onunla yaşıyor,onu soluyor,onunla uyuyor,onunla uyanıyor,onsuz bir an'ı yok yoktu vesselam.
Şehirde avare dolanıyorken yorgun düştü adam bir banka oturdu da çevreyi gözlemeye başladı,çiçekleri,güneşi,kuşları,yeni gelen baharın izlerini ve niceleri...
Hepsindeki güzellikleri bir şekilde Leylasına benzetiyordu.
Bir görmüş,geçirmiş tabir edilen adam gözlerindeki,dalgınlığı,sevdayı gördü adamın,"Ne iş yaparsın?" dedi.
Mecnun "Hamalım" ben dedi...
Yaşlı adam,Mecnunun üstünden başından hamal olabileceğini kavradı fakat başka hiçbir emareye rastlayamadı.
Konuşmaya,konuşturmaya devam etmek istercesine "Nasıl yani" dedi...
Adam gözlerini sanki çoook uzaktaki bir liman şehrinde,Leylasının şehrine bakmaya çalışıyormuş gibi kısmıştı ve başını hiç çevirmeden,mahzuni bir tebessümle;
"Elimden tutmasını bilenin, yüreğini taşırım" dedi Mecnun...
Yaşlı adam aldığı cevaptan memnundu,sustu...
Suskunluk Mecnuna da sirayet etmişti,o da bir müddet sustu...
Sonra sanki "Bunların böyle olacağını bilmiyor muydun" dercesine kaşlarını çattı ve "Ne Feryad Edersin Divane Gönlüm!" diye dilinden yüreğine seslendi...
Ve usulca oturduğu banktan doğruldu ve avare avare yoluna koyuldu...
Şiir : SUNAY AKIN
Hikaye : PALA
Hikaye : PALA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder