31 Aralık 2015 Perşembe

Kendine iyi bak demişti adam sessizliğe bürünmezden evvel,kendine iyi bak...
 
Aylar öncesinde söylediğini anımsattı bu cümlesi;
 
"Ta en içindeyim,iyi olduğun kadar iyiyim..."
 
 
 
 
Şimdi fısıltıyla aynı cümleyi kuruyorum
 
 
 
 
kendine iyi bak...
kendine iyi bak...
kendine iyi bak...

Aşktan Hikayeler...


 
Bazen 5.000 km size dünyanın diğer ucu gibi gelebilir ama bazen de aynı odadaymışçasına yakınsınızdır...
 
Cornetto Aşk Hikayeleri

29 Aralık 2015 Salı

Sevmek için yürek
Sürdürmek için emek gerek
Sevgi ne Boğaz’da, ne mum ışığında yemek yemek, ne de pahalı bir pırlanta demek
Sevgi bir lokmada iki mutlu insan demek
Nazım Hikmet...

27 Aralık 2015 Pazar

Âmed nesîm-i sûbh-u dem Tersem ki âzâreş kûned
(Sabah rüzgarının esintisinin sevgilimi rahatsız etmesinden korkuyorum...)

Tahrîk-i zûlf-û anbereş Ez hâb'ı bîdâreş kûned
(Anber,Güzel kokulu saçlarını hareket ettirecek de,o sevgiliyi uykusundan uyandıracak bu rüzgar...)



Tenna dirna deddere dilli ney
Tenna dirna deddere dilli ney
Âh teneni ta dir ney
Teneni ta dir ney
Dir ney dir ney

Âh ye le li ye le lâ
Ye le li ye le lâ dost
Ye le li ye le lâ
Ye le li ye le lâ dost
Ez hâb'ı bîdâreş kûned

1360-1435
Abdulkadir MERAĞİ





Ten-Na-Tenenenni,Ah Yeleli gibi heceler eseri yazan kişi aşkta öyle bir noktaya gelir ki,artık söz söylemeyecek haldedir,ne söylese hislerini artık aktaramayacaktır.Bu durum dinleyene manasız gelir,ama kendisinin içinde kopan fırtınaların,yanan yangınların izahıdır,hecelerdir bunlar...





25 Aralık 2015 Cuma

"Hep sonraya ertelemek,
hep bir sonrakine,
yarının ne getireceğini bilmeden,
Bir daha bu duyguyu yaşayıp yaşamayacağını bilmeden.
Hangi sonraya!!
Sonra diye birşey yok!
Bugün var!
Belki yarın yok!"


Son Ders Aşk ve Üniversite filminden...

24 Aralık 2015 Perşembe

Herşeyden daha kıymetlidir bu alemde zaman;
Zamanı kısıtlı olanların geçirdikleri manasız anlar'a
Ah etmesi manasızdır...
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın
gözlerin uzağı gördüğü  kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
nefret  ettiklerin kadar kötü.
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
karşındakinin gördüğüdür rengin...
Yaşadıklarını kâr sayma
yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar
yaşarsan
yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme, bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi, sevdiğin kadar
sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.

Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar  sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutursun...
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
kuşlar ötebildiği kadar sevimli
bebek ağladığı kadar bebektir
ve
her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...
Can YÜCEL




Koyu yazdım bazı kısımlarını ki anlamak anlatmak kolay olsun;

Şair Can Yücel bir tek cümleyle ne kadar güzel anlatmış herşeyi,sayfalarca şey yazdım sana,yıllardan beri izah ettim de kendimi...

Kale sandım kendimi artık,dedim ki artık yıkılmaz bir kale gibiyim gönlünde sevdiğimin...Ne olsa kâr etmez bana dimdik dururum,bilirim ki en yüce duygu sevildiğinden,özlenidiğinden,istenildiğinden ve diğer yüce duyguların tamamından adının ne olduğuna emin olduğundan daha emin...

Meğerse kumdan bir kaleymişim de,bir dalga geldi önce surlarımı aldı,anlayamadım?
Ne oluyor dememe kalmadan her bir cümleyle yığıldım yerde duran diğer kumların yanıbaşına...

Aklıma sonra bu şiir geldi;

Yalan söylemedim sana hiç

Şairin sözlerinin bir kelimesini değiştirerek dedim ki içimden;

"Bir gün bir şey söyleyeceksen eğer,bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın"

Var sen inanmak istediklerine inan,ben içimden gelen derin sevdaya...
Hz Mevlana Etme isimli şiirinde şöyle seslenir Maşuğuna;

Sen zehri şeker,şekeri zehrediyorsun,etme...

Fakirin haddi olmayarak anladığını yazmaya çalışırsa;

Senin bu halin öyle bir hale getiriyor ki beni zehir denilen şey bile şeker gibi tatlı geliyor,yenilesi,içilesi geliyor bana...

Keza mutlu zamanları,o göz göze,diz dize oturmayı arzu ettiğimiz vakitler bizim için şeker gibi,istenen,arzu edilen hallerimiz de zehir gibi acı bir hale getiriyorsun...

Etme diyor...

23 Aralık 2015 Çarşamba


Bir zamanlar bir gün sesini duyamadığında içi yanan,kavrulan bu iki insanın,bahtında günlerce sükût etmek zorunda kalması gerekeceği günler de varmış..
Olsun ne yapalım?
İçimde sevgin,hasretin büyümeye devam ediyor...

18 Aralık 2015 Cuma

Üzülme! Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, ne mutlu sana!
Elinde olmayanları söyleme bana.
Elinde olanlardan bahset can!
Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğin, bir bakarsın yağmurlu bir gecede veya bir bahar sabahında karşına çıkmış.
Bil ki güzellikler de var bu hayatta.
Gel gitlerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
Hüzün olgunlaştırır, kaybetmek sabrı öğretir.
Hz Mevlana
Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın canı.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.
İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Bensiz geçme, ey zaman, istemem.
Sen benimle beraberken
Hem bu dünya güzel bana, hem o dünya güzel.
İstemem, bensiz kalma bu dünyada sen,
O dünyaya bensiz gitme, istemem.
İstemem, ey dizgin, bensiz at sürme.
İstemem, ey dil, bensiz okuma.
İstemem, ey göz, bensiz görme.
Bensiz uçup gitme, ey ruh, istemem.
Senin aydınlığındır aya ışığını veren geceleyin.
Ben bir geceyim, sen bir aysın madem,
Gökyüzünde bensiz gitme, istemem.
Gül sayesinde yanmaktan kurtulan dikene bak bir.
Sen gülsün, bense senin dikeninim madem,
Gül bahçesine bensiz gitme, istemem.
Senin gözün bende iken
Ben senin çevganın önündeyimdir.
Ne olur, öylece bak dur bana,
Bırakıp gitme beni, istemem.
O güzelle berabersen, sen ey neşe,
İstemem, sakın içme bensiz.
Hünkarın damına çıkarsan, ey bekçi,
Sakın bensiz çıkma, istemem
Bir şey yoksa bu yolda senden,
Bitik bu yola düş enlerin hali.
Ben senin izindeyim, ey izi görünmez dost,
Bensiz gitme, istemem.
Ne yazık bu yola bilmeden, rastgele girene!
Sen ey, gideceğim yolu bilen,
Sen ey yolumun ışığı, sen ey benim değneğim,
Bensiz gitme, istemem.
Onlar sadece aşk diyorlar sana,
Oysa aşk sultanı mısın sen benim.
Ey, hiç kimsenin düşüne sığmayan dost,
Bensiz gitme, istemem

17 Aralık 2015 Perşembe

Ne vakte dek böyle sen oradan,ben buradan yazmaya devam edeceğiz hasretimizi,sevgimizi..?

14 Aralık 2015 Pazartesi

Bir defasında çok yaklaştım da yine varamamıştım...
O yol bile güzeldi,seninle aynı havayı solumak,gökyüzünden düşen damlaları aynı anda seyretmek...
Keşke tüm yollar sana çıksa,yolculuklar sende bitse...
Güzel olurdu...

7 Aralık 2015 Pazartesi

4 Aralık 2015 Cuma


 
 
 
Ne Feryad Edersin Divane Bülbül
Senin Bu Feryadın Anam Gülşene Kalsın
Bu Dünyada Eremezsen Murada
Huzuru Mahşere Anam Divana Kalsın

Nesin Methedeyim Bir Kaşı Kare
Şu Sineme Açtı Anam Onulmaz Yare
Dünya Tabip Gelse Derdime Çare
Derdimin Dermanı Anam Lokmana Kalsın

Bir Can için Geçti Canım Serinden
Vücudum Kül Oldu Anam Aşkın Narından
Emrah Bir Buse ister Nazlı Yarinden
Bu Bayram Olmazsa Anam Kurbana Kalsın


Bülbüle feryadını,ah-u figanını,gülşende yani gül bahçesinde yap.buralarda seni anlayan yok,senin aşkın güle,benim aşkımsa yarime...
Sen gülistanda bense mahşerde kavuşuruz belki diye sesleniyor...

Dış güzelliğinin övülmesinin ne manası var ki güzelin diyor,bu aşk yarasını o açtı,tebabet ehlinin yapabilecek hicbirşeyi yoktur...

Canan için candan gectim,Aşkın ateşinden Şem-i Pervane oldum,yandım da...
bir defa kavuşamadım diyor...

1 Aralık 2015 Salı

Feryâd ki feryâdıma imdâd edecek yok
Efsûs ki gamdan beni âzâd edecek yok
Te'sir-i muhabbetle yıkılmış müteellim
Virane dili bir dahi âbâd edecek yok
Yâ Râb ne için zâr-ı Nigârı şu cihanda
Nâşâd edecek çoksa da dil-şâd edecek yok

Feryadım o hale geldi ki;
Bana artık yardım edebilecek,hasretimi dindirecek yok...
Ne yazık ki böyle bir gama düştüm,bu gamın kölesi oldum da bu halden beni gayri çıkartabilecek,serbestleştirecek yok...
Muhabbetler münasebetiyle yıkılmış
Enkaza dönmüş virane gönlümü toplayıp,toparlayacak yok...
Neden ağlayıp duruyorum ki?
Mutsuz edecek çok ta gönlümü şen edecek yok...

Derin bir hasret var şiirde...
tüm insanlardan rahatsız olmuş,sevdiğinden bile ses seda alamayan bir kişinin feryadı...
Kederini alabilecek sevdiğinden başka kişinin kalmadığını fakat sevdiğiyle de muhabbet halinde olamadığından da daima acı,keder,gözyaşı,feryad içinde olduğunu ifade ediyor...